26 Haziran 2010

NE MUTLU MÜSLÜMAN MÜKERREM BEY GİBİ OLANA(!?)


Mükerrem Bey, sabah saat 7.00'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Yine sabah namazı vaktini kaçırmıştı. Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi. WC 'ye uğradıktan sonra banyoya geçti. Clear şampuan ve Protex sabunuyla duşunu aldı.

Colgate ile dişlerini fırçaladı. Rowenta ile saçlarını kuruttu. Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi. Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Aile fertlerine 'çav' deyip Hyundai otomobiline bindi. Blaupunkt radyosunu açarak, rock müziği buldu. Ağzına bir Polo şeker attı.

Şehrin göbeğindeki Mega Center 'daki ofisine varınca, Fujitsu-Siemens bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel'e girdi. Ofisboy 'dan Nescafe 'sini istedi. Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için Grissini yedi. Öglen Wimpy's Fast Food kafeteryaya gitti. Ayaküstü, Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi. Camel sigarasını yakıp Daily News gazetesini karıştırdı. Akşam üzeri iş çıkışı Starbucks’a uğrayıp cafe'sini yudumladı, sonra köşedeki Shopping Center 'a uğradı. Eşinin sipariş ettiği Persil Supra deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kağıdı, Sprite gazoz, Danone yoğurt, Nestle çikolata ve Johnson kolonyayı alarak kasaya yanaştı. Bonus kartıyla ödemeyi yaptı. Hafta sonu eşi Münevver'le Galleria 'ya giden Mükerrem Bey, Showroom 'ları dolaşıp Kinetix ayakkabı, Lee Cooper blue jean satın aldı.

Akşam evde bir gazetenin verdiği TV Guide 'a göz atan Mükerrem Bey, kanallar arasında zapping yaparak, First Class , Top Secret , Paparazzi gibi programları izledi. Aynı anda Outdoor dergisini karıştırdı. Saat 22.00'ye doğru TV Kanalında “İsrailin Gazzede Müslüman çocuklar üzerindeki vahşeti ve bu insanlara yardım götürmek için gemilerle uluslararası sularda seyrederken uluslararası konvoya yaptığı insanlık dışı saldırı ve katliam” üzerine bir panel başladı. Ancak, İsrail’den izin almadan yola çıktıkları için yardım konvoyuna kafası bozuk olan ve uykusu gelen Mükerrem Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına doğru yöneldi. Yatak odasına geçerken, kendini çok mutlu hissediyordu. 'Ne mutlu bir hayatım var” diye aklından geçirdi, gerindi, esnedi ve uyuyup kaldı.Hâlâ da uyuyor. Ne zaman uyanacağı da belli değil Müslüman Mükerrem beyin...



Bizler ey Müslüman Kardeşlerimiz, Müslüman(!) Mükerrem beye benzeyen ve benzemeyen taraflarımız ne kadar diye hiç aynaya baktık mı?

Müslüman Mükerrem bey gibi olmaktan rahatsız olduysanız; değişmek için hemen bir plan yapıp uygulamaya başlamaya ne dersiniz?. Çünkü vakit dar. Son pişmanlık fayda vermiyor.

Ne demişler büyüklerimiz” Dem bu demdir. Dem bu dem”...



Hiç yorum yok: